Büyük yetkilere sahip TRT Muhabiri sayesinde bir iftar da daha masaya oturamadık. Saygısızlığı sonucunda benle birlikte bazı gazeteciler iftar masasından kalkmak zorunda kaldık.
Ramazan ayı boyunca malum haber gereği tüm siyasi partilerin iftarlarına katılıyoruz. İl ilçe belde kim hangi aday hangi parti ayırmaksızın bu Ramazanda oldukça iftar gezdik. Bu yılki ramazan ayında ne hikmet ise hiçbir iftar yemeğine oturamadık. Bazen geç kaldık, bazen yetersiz yemek olduğundan ihtiyacı olan kişilere saygıyla yer verdik. İlk kez de masadan kaldırıldık.
Şimdi nerden çıktı bu diyeceksiniz. Kendini büyük yetkilere sahip sanan TRT Muhabirimiz ikinci kez yanlış yapınca kulağına su kaçırayım dedim. Kendisi devlet imkânlarıyla sağlanan bedava araç ile bedava benzin ile her yere gidebiliyor. Maşallah iftarları da hiç kaçırmıyor. Bu da yetmez gibi iftarı kim veriyorsa kendisine ve istediklerine en önden masalar kurdurup, iftarda çalışan kişilere sert emirler vererek gider yapabiliyor. Biz ise kendi aracımız ile kendi benzinimiz ile bu iftarlara katılıyoruz.
Ne oldu peki. Yine bir beldemizde iftara katıldık. Sağ olsunlar ilk kez basın çalışanlarına masa ayırmışlar. Bize de yeri gösterdiler oturduk. Yetkili etkili TRT Muhabirimiz bizi gördüğünde küplere bindi. Önce bir gazeteci arkadaşımıza “Ben burayı ayır demedim mi” şeklinde konuşmasını duyduk. Sonra da iftar yemeğinde yer gösteren bir kişiyi azarladı. Buraya korumalar gelecek demedim mi? şeklinde fırçasını attı. Bu meslekte yıllarını veren benle birlikte bazı gazeteciler kalktı.
Çanakkale’de yaklaşık 20 yıla yakın TRT Muhabirliği ve temsilciliği yaptım ama ne bir ayrıcalık ne bu şekilde davrandım. TRT Muhabirliği demek bizde saygılı, sevilen, örnek gösterilen, güvenilir bir muhabir olmaktı. TRT bir devlet kurumuydu çok dikkatli olmalıydık.
Bir değil iki değil bunu yapınca dikkatimde kaçmadı tabii ki. Kime güveniyor, kimden yetki alıyor, nasıl böyle davranabiliyor şaşkınlıkla izliyorum. TRT muhabiri tarafından yaşadığımız bu durum beni ve diğer bazı gazetecileri oldukça rahatsız etti. Muhabir, kendisine sağlanan devlet imkânlarını kötüye kullanarak iftarlarda istediği gibi davranmakta ve diğer katılımcılara saygısızlık yapmaktadır. Bu durum oldukça üzücüdür ve meslek etiğiyle bağdaşmamaktadır.
TRT Muhabirinin basın mensuplarına ve diğer katılımcılara karşı gösterdiği bu tavrın, mesleğimizin itibarı ve kamuoyundaki güvenimize zarar verebileceğini düşünüyorum. Bu tür davranışlar, yerel basının kamu hizmeti yapma sorumluluğunu yerine getirmesini engelleyebilir. Bu gibi durumların daha fazla yaşanmaması için gerekli adımların atılması önemlidir. Muhabirin mesleğin gerektirdiği saygı ve dürüstlüğü göstermesi ve kamu hizmeti yapma sorumluluğunu hatırlatılması gerekmektedir.