Bence şimdi sende herkes gibisin” demiş Nazım Hikmet. Ne de güzel söylemiş aslında, nasıl da güzel vurgulamış ötekileştirmeyi. Bunları söyleyene kadar bir insanın neler yaşayabileceğini düşünün...
Hayal kırıklıkları der susarım! İşlemeye çalıştığım konu da budur ya işte. Hayal kırıklıkları hayatımızın belki de en acı darbelerinin başkanıdır. Çünkü hayal kırıklığı kavramına birçok şeyi dahil edebiliriz. Günlük hayat sorunlarından tutun da aldatılışa kadar her şeyi barındırır. Aldatmak demişken bir kadın sadece bir adam tarafından mı aldatılır yoksa tam tersi midir ya da birisine söylediğimiz yalan söz de bir aldatma değil midir
Ebediyetten beri var olan bu kavramı yıkmaya çalışmalıyız. Kimsenin hayal kırıklığı olmamalıyız. Küçük bir çocuğun boğazında yutkunamadığı bir yumru, o yumrunun içinde de yaşayacak olduğu nicelikler: okumak istediği kitaplar, ilk kız arkadaşı, dinlemek istediği müzikler ve yeni çıkacak filmler...
Maalesef insanoğlu böyledir en güzel hayallerimizi en güvendiklerimiz yıkmaz mı? Kimseden bir şey beklemeyin bu şekilde hayal kırıklığı yaşamayız. Evet tüm yazdıklarımın formülü bu, beklentisiz yaşarsak her şey çok daha yoluna girecek.
Çok plan kurmayın, anı yaşayın, yazın, çizin, hayat verin her şeyden önemlisi de kendinize şans verin. Hayat kısa kuşlar uçuyor demiş şair. Ne de güzel söylemiş hayat bir kuş misali uçacak belki de hiçbir şey yaşayamadan elden gidecek
Yazın, yazın ki sözünüz uçsa da yazınız kalsın bu dünyada anımsanın bu çivisi çıkmış ahir dünyaya bir şey bırakın.