
Cildin yıllar içinde giderek donuklaştığını ifade eden Küçükçakır, "Önce kahverengi lekelenmeler, sonra da iyi huylu ve bazen de kötü huylu benler ve cilt tümörleri ortaya çıkar. Esnekliğini kaybeder ve hasarlara daha az toleranslı hale gelir. Yaşlanmayla ilgili, ne ölçüde önlenebilir olduğu sorusu, cilt yaşlanması için de geçerlidir. Yaşlanıp da cilt değişikliği yaşamayan birine rastlamak imkânsız gibidir. Bu sürecin kaçınılmaz ve önlenemez olduğu yargısına götürebilir. Ama son yıllarda yapılan yoğun çalışmalar, bu yargının tümüyle doğru olmadığını ortaya koymuştur. Çünkü cilt yaşlanmasının yüzde 80'inin çevresel faktörlerle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Üstelik bizim önleme ve değiştirme şansımızın olduğu kısımdır" diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: