Kazdağları'nda bal ormanları çalışmaları başlatıldı
Alp'lerden sonra dünyada oksiken yoğunluğunun en fazla olduğu bölge olarak kabul edilen Kazdağları'na bal ormanları kurulması için çalışmalar başladı. Bölge'nin arıcılık ve bal konusunda çok önemli bir değer olduğunun altını çizen Çanakkale Bayramiç Kaymakamı Sercan Gökdemir, ballarımızın analiz sonuçlarının bu denli yüksek ve değerli çıkması bizi çok heyecanlandırıyor dedi.
Sabah Gazetesi'nin haberine göre; Alp'lerden sonra dünyada oksiken yoğunluğunun en fazla olduğu bölge olarak kabul edilen Kazdağları'na bal ormanları kurulması için çalışmalar başladı. Bölge'nin arıcılık ve bal konusunda çok önemli bir değer olduğunun altını çizen Çanakkale Bayramiç Kaymakamı Sercan Gökdemir, ballarımızın analiz sonuçlarının bu denli yüksek ve değerli çıkması bizi çok heyecanlandırıyor dedi.
Şırıl şırıl akan berrak suları ve gürül gürül çağlayan şelaleleriyle Kazdağları'nın sıradışı bir güzellik olduğunu vurgulayan Kaymakam Sercan Gökdemir, bal ormanları projesini Arıcılar Birliği, Orman Bölge Müdürlüğü ve Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ile birlikte yürütüleceğini belirtti.
Kaymakam Sercan Gökdemir Kazdağları’nda yetişen ballarla ilgili yaptığı açıklamada önemli bilgilere değindi
800'den fazla bitki florası bulunan bölgede 70 şifalı endemik bitkinin 32 si dünya da sadece Kazdağları'nda yetiştiğini söyleyen Kaymakam Gökdemir 'Bölgedeki yabani sarımsak faktörü ballarımızın antioksidan ve prolin değerlerini oldukça etkilemekte. Şuan arıclarımızın da duyarlılığı sayesinde yerinde sağım ve kontrollü arıcılık teknikleriyle Türkiye'nin prolin ve antioksidan değeri en yüksek ballarını almaktayız. Değerlerimizin bu denli yüksek çıkması nedeniyle üreticilerimizden biri Cumhurbaşkanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından geçtiğimiz aylarda organize edilen Geleneksel ve Tamamlayı Tıp Kongresi'ne davet edildi.' diye konuştu.
Çanakkale Arıcılar Birliği Başkanı Cahit İleri ilk endemik bitkileri dünya ilaç sanayi hizmetine sunmuştu
Hem iklim, hem de eşine az rastlanan bitki florası nedeniyle Kazdağları'nın şifalı bitkiler depose olduğunu söyleyen Çanakkale Arıcılar Birliği Başkanı Cahit ileri ise 'Endemik bitkilerin ilk toplayıcısı Alman doğa bilimci Paul Sintenis, (1883) ilk bitkilerini Kazdağları'ndan toplamış ve dünya ilaç sanayinin hizmetine sunmuştur. Bu bağlamda bölge arıcılar ve arılarımız için çok değerli. Bal ormanları projelerinde genelde saha arıcıların isteklerine göre ağaçlandırılır. Fakat bizim projemizde ise biz bölgenin flora açısından zengin olması nedeniyle sadece ayı ve yabani hayvan risklerine karşı belirlenen bölgelerin tel örgüyle çevrilmesini ve kovan koymaya uygun hale getirilmesini istedik' dedi.
Bölgede bulunan şifalı bitkiler nedeniyle prolin değeri 1500’ün üzerine çıktı
Kazdağları balının kahvaltılık bir bal gibi düşünülmemesi gerektiğini söyleyen Çanakkale Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Dr Murat Zorba, "Kazdağları balı içerdiği fenolik bileşenler sayesinde çok karmaşık bir yapıya sahip. Özellikle salgı balları üzerinde yaptığımız araştırmalar neticesinde antioksidan derecesi çok yüksek ballara ulaştık. Özellikle bölgede bulunan yabani kestane, meşe, Kazdağı otu, Allium Kurtzianum, Achillea millefolium, Sideritis Trojana Ehrend gibi sadece bölgede bulunan şifalı bitkiler nedeniyle salgı ballarının prolin değeri 1500'ün üzerinde çıkmaktadır . Buda Kazdağları balının diğer ballara oranla daha fazla antioksidan karektere sahip olduğunu, fenolik bileşenler yönünden de diğer ballara oranla on kat daha fazla güçlü olduğunu gösterir.' diye konuştu.
Balda bulunan prolin nedir?
Prolin, balda en çok bulunan, en önemli ve en değerli aminoasitlerden biridir. Prolin değerinin yüksekliği, balın saflık derecesini ve kalitesini anlamak için en büyük kriterdir. Balın kaynağını oluşturan bitki florası, arının yaşadığı bölge ve iklim koşulları baldaki prolin oranını etkileyen en büyük unsurdur.
Prolini, nektarın bala dönüşümü sırasında sadece bal arılarının ortaya çıkarması nedeniyle dışarıdan sağlamak mümkün degildir. Bu nedenle; balın arılar tarafından yapıldığının ve saf olduğunun en büyük göstergelerinden biri prolin miktarıdır.
Son dönemde, piyasadaki sahte balların önüne geçmek için Türk Gıda Kodeksi'nin yürürlüge giren son bal tebligiyle, baldaki prolin değeri bir önceki tebliğde 180 mg/kg iken, 300 mg/kg değerine yükseltilmiştir.