Kansızlık yaşlıları daha çok etkiliyor

TAKİP ET

Anemi hastalığı 65 yaş ve üzerini daha çok etkisi altına alıyor. Dünya Sağlık Örgütü yaşam kalitesine bağlı olarak sık karşılaşılabileceğinin altını çizdi.

Anemi kandaki hemoglobin konsantrasyonunun hastanın yaşı ve cinsiyetine göre normal
sayılan değerlerin altında olmasıdır. Anemi, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 65 yaş üstü
olarak tanımlanan yaşlı populasyonda sık karşılaşılan bir sağlık sorunu olup yaşam kalitesinde
azalmayı, morbidite ve mortalite artışını beraberinde getirmektedir. Medicana Bursa
Hastanesi Hematoloji Uzmanı Dr. Ömer Önder Savaş konu hakkında bilgi verdi. Dünya
Sağlık Örgütü 65 yaş altı grupta anemiyi erkeklerde hemoglobin değerinin 13 g/dl, kadınlarda
12 gr/dl altında olması olarak tanımlanmakla beraber bu değer etnik kökenle ilişkili olarak
değişir ve yaş ilerledikçe düşer. Yapılan farklı çalışmalarda bu değerlerin üstünde bir referans
aralığının alınmasının daha uygun olacağı sonucu çıksa da yaşlı hasta grubunda da bu referans
değerlerin kullanımı kabul görmüştür. Sağlık merkezlerine ulaşım kolaylığının artması,
demografik nedenler, rutin tetkik ve tahlillerin daha fazla kişiden istenmesi gibi nedenlerin de
etkisiyle ileri yaşta anemi sıklığı artmış olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşlı toplumda anemi
yaygınlığı yaklaşık %20 civarında olmakla beraber bu rakam huzurevinde yaşayanlar ve
hastanede yatan hastalarda daha yüksek olarak karşımıza çıkmaktadır. 80 yaş üstündeki
erkeklerde bu oranın %50 lere kadar çıktığı saptanmıştır. 65 yaş ve üstü hastalarda yapılan bir
değerlendirmede yeni başlayan aneminin ve anemi olmayan azalmış hemoglobin seviyelerinin
azalmış yaşam kalitesi ve altta yatan hastalıktan bağımsız olarak ölüm riskini arttırabileceğini
ortaya çıkarmıştır. Akut anemide hastalarda baş dönmesi, bayılma ve hipotansiyon gibi hacim
kaybına ikincil semptom ve bulgular olacaktır. Kronik anemi asemptomatik olabilir ancak
belirgin hemoglobin düşüklüklerinde zayıflık, yorgunluk, depresyon, kognitif fonksiyonlarda
azalma-demans, artmış düşme riski, günlük sıradan işleri yapabilmede zorlanma gibi yaşam
kalitesini düşüren durumlar ortaya çıkabilmektedir. Buna ek olarak nefes darlığı ve göğüs
ağrısı, özellikle hastanede yatan ve huzurevinde yaşayan hastalarda görülen nöropsikiyatrik
bir bozukluk olan deliryum, kalp yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği ve kronik obstrüktif
akciğer hastalığı gibi eşlik eden durumların kötüleşmesi gibi düşük oksijen taşıma
kapasitesindeki azalmaya bağlı semptomlar ortaya çıkar. Bu durumlar yaşlı hastalarda daha
yaygındır ve anemi ile aynı klinik semptomların çoğuna neden olabilir. Aneminin bir
hastalıktan ziyade bir bulgu olarak değerlendirilip mutlaka anemi yapan neden veya
nedenlerin ortaya konması gerekmektedir. İleri yaşta anemi ortaya çıkması için bir veya
birden fazla neden altta yatıyor olabilir. Anemi nedenleri değerlendirildiğinde beslenme
yetersizliğine bağlı anemiler (b12, demir, folat eksikliği), kanama nedenli anemiler,hiperinflamatuvar anemiler ve klonal anemiler şeklinde bölünebilir. Hiperinflamatuvar anemiler içinde kronik böbrek yetmezliği önemli bir nedeni oluşturur. Bunun yanında kanser, romatolojik/otoimmun hastalıklar ve kronik enfeksiyon da diğer hiperinflamatuvar anemiler arasında sayılabilir. İleri yaş hastalarda miyelodisplastik sendrom, multipl myelom gibi hematolojik kanserlerle beraber hematolojik olmayan kanserlerin kemik metastazı da anemi
nedenleri arasında mutlaka ayırıcı tanı arasında yer almalıdır. Hastaların çok az bir kısmında
neden bulunamamaktadır. Bu hastalar önemi bilinmeyen idiyopatik sitopeni olarak
tanımlanabilmekte, bunların bazılarında klonal bozukluk saptanabilmektedir. Bu hastaların
takipte myelodisplastik sendroma dönüş açısından takip edilmesi gerekmektedir. Klinik
belirtilere ek olarak, anemi için risk faktörleri değerlendirmeye kılavuzluk etmelidir. Yaşlı
hastalarda daha sık görülen risk faktörleri arasında kronik alkol kullanımı, yetersiz beslenme,
çoklu ilaç kullanımı, kan sulandırıcı ilaç kullanımı, kronik böbrek hastalığı, karaciğer
hastalığı, miyelodisplastik bozukluklar, gastrointestinal kanama, kanser, androjen eksikliği ve
kök hücre proliferasyonunda yaşa bağlı azalma yer alır. Klinik öykü bu risk faktörlerini
tanımlamanın yanı sıra spesifik bir durum önerebilecek semptomlara odaklanmalıdır. Kanlı
dışkılama ve kusma gastrointestinal sistem kanamasını işaret edebilir. Tekrarlayan cilt
enfeksiyonları, miyelodisplastik sendromu düşündüren immün sistemi baskılanma belirtisi
olabilir. Bu risk faktörlerinin varlığı veya yokluğu daha ileri değerlendirme ve tedaviye
rehberlik etmelidir. Sonuç olarak anemiyi kendi başına bir hastalıktan çok bir bulgu olarak
değerlendirmek gerekmektedir. Altta yatabilecek bir veya daha fazla nedenin araştırılması ve
gereğinde ileri araştırma yapılması kronik hastalıkların tanısı için önemli olduğu kadar
hematolojik kanser ve kanser öncülü hastalıkların değerlendirilmesi açısından da önemlidir.

anemi kansızlık